Çanakkale Harbi’nde Hintli Müslümanlar

Yüzyıllardır devam eden gönül birliğimizin bulunduğu Hintli Müslüman kardeşlerimiz, Çanakkale’de ve daha birçok zor zamanda bizim yanımızda durmuşlardı. Bu kardeşlik öyküsününe Balkan ve Çanakkale Savaşları penceresinden bakacağız.

Balkan Harbi’nde Osmanlı’ya yardıma gelen Hint Kızılayı Heyeti

19. yüzyılın son çeyreğinde 93 Harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sırasında Müslüman Hint ahâlisi Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’ne önemli yardımlarda bulunmuşlardır. Hindistan’ın birçok şehir ve kasabasında büyük yardımlar toplanmıştır.

1897 yılında patlak veren Osmanlı-Yunan Harbi’nde de yine Hint Müslümanları maddî ve manevî yardımlardan çekinmemişlerdir. Yardım gayesiyle topladıkları meblağları dersaâdete göndermişlerdir.

I. Abdülhamid Han Hazretleri döneminin çok önemli bir projesi olan Hicaz Demiryolu için İslâm dünyasından en büyük destek Hindistan Müslümanlarından gelmiştir. Toplanan paralar üç aylık periyotlarla İstanbul’a gönderilmiştir.

Aynı şekilde Osmanlı’nın denizdeki gücünü artırmak için kurulan Donanma Cemiyeti‘ne en çok yardımda bulunanlar yine Hint Müslümanları olmuştur. Bombay, Kalküta, Rampur, Rangoon, Madras, Batavya ve Haydarabad gibi şehirlerden çok miktarda yardım İstanbul Hükümeti’ne ulaşmıştır.

İtalya’nın Eylül 1911‘de Trablusgarp’a asker çıkarmasıyla başlayan Trablusgarp Harbi, dünya Müslümanlarının geneline tesir ettiği gibi, Hint Müslümanlarını da derinden etkilemiştir. Savaşta zarar gören Müslümanların yaralarını sarmak için atılan ilk adımlardan birisi, Kalküta’da Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’ne Yardım Komitesi‘nin kurulmasıdır. Komite bu amaçla Mayıs 1912’de Trablusgarp’a Dr.Ahmed Ensarî başkanlığında tıbbî bir heyet ve sağlık malzemeleri göndermiştir.

Zaruret içinde bulunan Osmanlı askerine nakdî yardımlarda da bulunan Hintli Müslümanların gerek savaş sırasında ve gerekse savaş sonrası devam eden yardımları son derece anlamlı olmuştur. Onlar, Trablusgarp mücahitlerinin vâris ve yaralılarına nakdî yardımlarda bulunarak en kötü günlerimizde yanımızda olmuşlardır.

Balkan Harbi Sırasında Gelen Yardımlar

Rumeli’de ortaya çıkan Balkan Harbi sırasında da Hint Müslümanları her zamankinden daha çok Osmanlı için yaptıkları yardım, gayet ve fedakârlıklarıyla İslâm dünyasında ilk sırayı almışlardır. Balkanlardaki harp haberleri Hindistan’a ulaştığı zaman ortalık bir anda karışmıştı. Yoğun bir alakanın yanı sıra müthiş bir tepki de gözleniyordu.

Osmanlı’ya destek için bütün Müslüman tebâ adeta yekvücut olmuştu. Daha önceden olduğu gibi yardımlar toplamaya, konuşmalar yapmaya ve mitingler düzenlemeye başlamışlardı. Müslüman hanımlar da yardıma katılmak için mücevher ve altınlarını vermişlerdi. Hindistan Ulemâsı ise Osmanlı Devleti’ni desteklemenin farz olduğuna ve zekâtın Osmanlı’ya gönderilebileceğine dair fetvalar vermişlerdi.

Balkan Harbi esnasında Hindistan Müslümanları’nın gösterdikleri dayanışma ve duyarlılıklarıyla ilgili şu hadise akıllarda yer etmiştir:

“Yardımlar toplanıldığı sırada verecek hiçbir şeyi olmayan yoksul bir kadın çaresizlik içerisinde kundaktaki çocuğunu satışa çıkarmış ve karşılığında alacağı meblağı Osmanlı’ya yardım için kullanacağını açıklamıştır. Olayı öğrenenler son derece duygulanmışlar ve nihayet bir zenginin, kadının istediği kadar parayı onun adına yardım sandığına vermesiyle hadise güzel bir şekilde neticelenmiştir.”

Hint Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Osmanlı Topraklarında!

İşte böyle bir atmosferde, Hindistan’da tesis edilen Hilâl-i Ahmer cemiyetleri de sadece nakdi yardımda bulunmayarak, bizzat sahaya da intikal etmişlerdir. Yanlarında ilaç vb. sağlık ekipmanları ve malzemeleri getirmişlerdir. Balkan Savaşları vesilesiyle Osmanlı’ya Hindistan’dan üç heyet gelmiştir.

Ömerli’de Hindistan Bombay Hilâl-i Ahmer Heyeti

Birinci Heyet, Londra’da tahsil gören Hintli talebelerden, ikinci heyet Bombay (Mumbai) şehri camileri nâzırlarından, üçüncü heyet ise Hindistan Kızılayı üyelerinden oluşmuştur. Farklı tarihlerde gelen bu heyetler Haydarpaşa Askeri Hastanesi gibi İstanbul’da bulunan hastanelerde hizmet ettikten sonra şuan Arnavutköy’de bulunan Ömerli Köyü civarında seyyar hastane kurmuşlardır. Sadece 2. Heyetin 135 hastayı tedavi ettiği kayıtlarda geçmektedir.

        

Hint Kızılayı İkinci Heyeti Seyyar Hastanesi

Gelen heyetlerin Ömerli’de yaptırdıkları çeşmeler vardır. Çeşmelerden biri bugün halen mevcudiyetini muhafaza etmektedir. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği çeşmenin kitabesi Hindistanlı Müslümanların o günlerden bugüne kalan yadigârlarındandır. Kitabede şu satırlar dikkati çekmektedir:

İlk Hilâl-i Ahmer Heyʼeti Osmanlı kardeşlerine daima selâmlar ithaf eyler ve Balkan mezâliminin unutulmaması için bütün ihvân-ı dini daimî ittihâda davet ederekten arz-ı veda eyler.
Sene-i Hicriye: 1331 / Sene-i Milâdiye: 1913

Bir başka çeşme kitabesi de şöyledir:

Balkan Muhârebesi’nde Osmanlı kardâşlarına yardım etmek için Hindistan’dan gelen Umum Hindistan Hilâl-i Ahmer Heyet-i Tıbbiyesi’nin uhuvvet (Kardeşlik) yâdigârı”
Sene-i Hicriye: 1331 / Sene-i Milâdiye: 1913

Çanakkale Savaşı’nda Hint Kızılayı

Birinci Cihan Harbi’nin patlak vermesiyle birlikte Üçüncü Hint Heyeti, memleketine dönmekten vazgeçip cepheye gitmiş ve Ömerli’de bulunan Seyyar Hastaneleri’ni Gelibolu’ya taşıyıp Çanakkale Harbi müddetince hizmetlerine devam ettiler. Çanakkale Zaferi’nden sonraki yıllarda da Osmanlı’daki gelişmeleri takip eden Hintli Müslümanlar, elinde avucunda bulunan tüm imkanlarıyla destek vermeye devam ettiler.

Hindistan Bombay Fukara-yı İslâmiye Kızılay Sağlık Heyeti’nin

Seyyar hastanesi, cami çadırı ve minaresi

Hindistan’dan gelen doktor ve görevlilerin tamamı fahrî olarak hizmet etmişlerdir. Ömerli’deki hastaneyi birçok Osmanlı komutanı ve subayı ziyaret ederek her biri, özel deftere takdir dolu izlenimlerini yazmışlardır. Tüm bu fedakarlıkları sonucunda Hint Hilâl-i Ahmer Heyeti’ne nişanlar ve madalyalar verilmiştir.

Yüzyıllardır devam eden gönül birliğimizin bulunduğu Hintli Müslüman kardeşlerimiz, Çanakkale’de ve daha birçok zor zamanda bizim yanımızda durmuşlardı. 18 Mart Çanakkale Zaferi vesilesiyle bir hilal uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizin ruhları şâd olsun. Hindistanlı kardeşlerimiz ile aramızdaki gönül bağları tarih boyunca bu iki coğrafyayı birbirine bağlamıştır. Bu kardeşliğin tarihimizde olduğu gibi neşvü nema bulması temennisiyle…